
Göz içi basıncının (IOP) normal seviyelerin üzerine çıkması durumudur. Göz tansiyonu, gözdeki sıvı dengesinin bozulması sonucu ortaya çıkar. Genellikle belirgin bir belirti vermese de zamanla optik sinire zarar verebilir. Glokom olarak bilinen ciddi bir göz hastalığına yol açabilir. Glokom, tedavi edilmezse kalıcı görme kaybına neden olabilir. Bu durumun düzenli olarak kontrol edilmesi, erken teşhis ve tedavi açısından önemlidir.
Göz Tansiyonu Belirtileri Nelerdir?
Göz tansiyonu olan kişilerde periferik (çevresel) görme kaybı meydana gelir. Bu durum, ilk aşamalarda fark edilmeyebilir. Ancak zamanla merkezi görmeyi de etkileyebilir. Bulanık veya puslu görme ile kendini gösterebilir. Özellikle aniden ortaya çıkan bulanık görme, acil bir durumu işaret edebilir. Bu durumu yaşayan kişiler, ışıklara karşı aşırı hassasiyet geliştirebilirler. Parlak ışıklar rahatsızlık verebilir ve görmeyi zorlaştırabilir.
Özellikle akut glokom atağı sırasında şiddetli göz ağrısı görülebilir. Bu ağrı baş ağrısıyla birlikte olabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir. Gözlerde kızarıklık görülebilir. Göz içi basıncının arttığını gösteren önemli bir belirtidir. Işık kaynaklarının etrafında halkalar veya haleler görmek, yaygın belirtilerinden biridir. Görme alanında dalgalanmalar veya geçici bulanıklıklar yaşanabilir. Akut göz tansiyonu atakları sırasında mide bulantısı ve kusma gibi sistemik belirtiler de ortaya çıkabilir.
Göz Tansiyonu Neden Olur?
Gözün içinde sürekli olarak üretilen ve drenaj sistemleri ile dışarı atılan göz sıvısı (aköz humor) bulunur. Bu sıvının üretimi ile drenajı arasındaki dengenin bozulması, göz içi basıncının artmasına yol açabilir. Göz tansiyonu, genellikle 40 yaş üstü bireylerde daha sık görülür. Ailede glokom öyküsü olan bireylerde bu hastalığın görülme riski daha yüksektir. Göz travmaları veya yaralanmaları, göz içi basıncının artmasına neden olabilir. Uveit, retinal damar tıkanıklıkları veya yüksek miyopi gibi diğer göz hastalıkları riski artırabilir.
Uzun süreli steroid ilaç kullanımı, göz içi basıncını artırabilir. Diyabet ve yüksek tansiyon gibi sistemik hastalıklar da riski artırabilir. Göz tansiyonu, genellikle belirti vermeyen sinsi bir hastalıktır. Bu nedenle, düzenli göz muayeneleri ile erken teşhis edilmesi çok önemlidir. Tedavi edilmediğinde görme kaybına neden olabilir. Risk altında olan bireylerin özellikle dikkatli olması gerekmektedir.
Göz Tansiyonu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Göz damlası tedavide en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Göz damlaları, göz içi basıncını düşürmek için kullanılır. Bazı durumlarda göz damlaları yeterli olmazsa, oral olarak alınan ilaçlar da kullanılabilir. Bu ilaçlar, göz içi sıvısının üretimini azaltarak veya dışarı akışını artırarak basıncı düşürür. Trabeküloplasti, işleminde, lazer ışığı kullanılarak göz içindeki sıvının dışarı akmasını sağlayan kanallar açılır.
Genellikle açık açılı glokom tedavisinde kullanılır. İridotomi, dar açılı glokom tedavisinde kullanılır. Lazer ile iris üzerinde küçük bir delik açılarak sıvının serbestçe akması sağlanır. Siklofotokoagülasyon yönteminde, lazer, gözün sıvı üreten kısmına (siliyer cisim) yönlendirilir ve sıvı üretimini azaltır. Trabekülektomi yönteminde ise göz içi basıncını düşürmek için gözde küçük bir drenaj deliği oluşturulur. Bu işlem genellikle diğer tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda uygulanır.
Göz içine yerleştirilen küçük tüpler veya valfler sayesinde göz içindeki sıvının dışarı akışı sağlanır. Bu yöntem, ileri derece göz tansiyonu vakalarında tercih edilir. Mikroinvaziv glokom cerrahisi, daha az invaziv bir yöntemdir. Göz içindeki sıvı drenajını artırmak için küçük cihazlar veya implantlar kullanır. Sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz ve sigara içmemek gibi yaşam tarzı değişiklikleri göz sağlığını destekleyebilir. Glokom riskini azaltabilir. Düzenli göz muayeneleri, erken teşhis ve tedavide kritik öneme sahiptir.